ayakta uyuma uyann

9 temmuz salı 2012 konya zaferde akşam üstü geziyorum 11 sularında karşıdan daha önce deşifre olan mitte bilgi toplayan beni gördü bende onu oooo napan ya sen kadir kardeşim nasılsın bende sağol seni sormalı dedim hoş beş işte ben hemen konuya girdim ustacım bu ülkede ( o kadar ayakta uyuyan varken ) diye konuşmaya başladım beni çalıştığın teşkilat niye muhatab alıyor sizin mitte bilgi toplayanlarla karşılaşıyoruz zaman zaman onlar benim konuşmamı duydumu sabahleyin milli gazete yazarı mehmet şevket eygi beyin köşesinde bu muhatab alma sayısı 6000 ni buldu bu işin sırrı ne ben bundan rahatsızlık duymuyorum ama bu kadar muhatab alınmakta biraz garibime gidiyor dedim işte bu bilgiler mehmet şevket eygi beyin köşesinin birinci başlığı ne ayakta uyuyanlar hani ben mitle karşılaşınca dedimya o kadar ayakta uyuyan varken benle niye uğraşırsınız ve yazarın birinci köşe yazısında çoğu konuşma bana ait gelelim ikinci konuşmama sizin aracılığınzla mehmet şevket eygi beye mesajımı iletin onu en çok sevenlerden biriyim ondan allah razı olsun onunla ( dosluğumuz ve kardeşliğimiz bakidir ) mehmet bey müslümanları uyardığı içinde teşekkür ederim selamımı iletiniz siz dedim bunu şunu için konuştum bazen böyle konuştummu sizin teşkilata beni mehmet şevket eygi bey muhatab alıyor dedimmi mehmet şevket eygiye bilgi gidiyor sabahleyin köşesinde kızıyor bağırıyor  işte o yüzden demek istediğim evet ben ikinci konuşmamda ne dedim mehmet şevket eygi beye mesajımı iletin dedim bu bilgiler aynen aktarılmış yazarın ikinci balığındaki ilk yazıya bakın muhterem kardeşim mesajınızı aldım diyor birde mite ben ne dedim (dosluğumuz bakidir) dedim ikinci başlığa bakın yani aşağıdaki linke tıkla gazete açılır oku ben mite diyorumki beni muhatab almayın diyorum sabahleyin gene köşesinde
 
http://www.kackartv.com.tr/?I=Haber&ID=44703
 
 
Ayakta Uyuyanlar...
Memleketimizde ayakta uyuyan ne kadar çok insan var.
 
13:24 10 Temmuz 2012, Salı
Mehmet Şevket Eygi
Yatakta uyumak insanı dinlendirir, zindeleştirir ama ayakta uyumak çok kötü bir şeydir, kişiyi canlı cenaze (zombi) haline getirir.
Yürürken uyuyor, merdivenden çıkarken, inerken uyuyor, hep uyuyor.
Gözü açık ama uyuyor. Konuşurken, yer içerken uyuyor.
Uyutmuşlar onları.
Okulda uyutmuşlar, üniversitede uyutmuşlar.
En çok ayakta uyuyan Müslümanlara üzülüp acıyorum. Uyanık gibi görünerek uyuyanlar, Müslümana yakışmayacak laflar ediyor, işler yapıyor.
Uyanık Müslüman bir delikten çıkan tarafından iki kere sokulmaz. Ayakta uyuyanlar bin kere sokuluyor, yine ibret ve tedbir almıyor.
Uyanık Müslüman firasetlidir, ayakta uyuyanda firaset ne gezer.
Uyurgezerlere ne öğüt versen etkisi olmaz. Birleşin deseniz birleşmezler. İbadet edin namaz kılın deseler kılmazlar.
Bin ayakta uyuyanın, on uyanık kadar kıymeti olmaz.
Uyuyanlara en basit ve temel gerçekleri kabul ettiremezsiniz. Bildiklerini okurlar. Nuh derler Peygamber demezler. Yirmi dört saat, kah yatakta, kah ayakta uyuyanların en derin uykusu seher vakitlerindedir. Üzerlerine bir ağırlık basar bir ağırlık basar ki, namaz vakti onları uyandırabiline aşk olsun.
Ayakta uyuyan biri şeyhinin gavs olduğunu söylemişti bana. Peki öteki bin kadar gavs ne olacak dediğimde pek kızmıştı.
Şeriata göre haram olan şeyler yapan, lüks ve israf sergileyen, 60 bin liralık bir otomobil ihtiyacını pekala görebilecekken, 200 bin liralık pahalı bir otoya binen uyurgezere "İsraf etme" demiştim. Bana şöyle bağırmıştı: Zekatımı verdikten sonra istediğimi yaparım, karışma!
Ayakta uyuyanlardan biri rüşvet alıyordu. Haram gelir elde etmek senin için iyi olmaz dedim. Benim fetvam var, kötü düzenlerde kötü işler yapılır, rüşvet alınır demişti. Fetvayı kimden almış? Şeytan'dan mı?
Uyuyanlardan biri, gayr-i Müslimlerin de ehl-i necat ve ehl-i Cennet olduğuna inanıyordu. Bunun küfür olduğunu ayetlerle hadîslerle izah edildi kendisine iki saat. En sonunda, "Sen ne desen ben yine öyle inanacağım" dedi, kesti attı.
Ayakta uyuyan namaz kılıyor, oğlu kılmıyor... Oğluna namazı emr et dedik. Baktı, düşündü, tekrar düşündü, suratını astı, bir şey söylemeden kalktı gitti. Oğlu yüksek mühendis olacakmış...
Hem uyuyor, hem yürüyormuş. Yolda giderken bir çukura düşmüş. Dümdüz yolda güpegündüz bu besbelli çukura düştüğünün sebebini anlamamış. Ayakta uyuyanlar çukurlara düşerler. Çünkü onlar görür gibidir ama görmezler.

* (İkinci yazı)

Dostluğumuz ve Kardeşliğimiz Bâqidir

Muhterem kardeşimiz... Mesajınızı aldım, teşekkür ederim... Bendeniz profesyonel gazeteci ve yazar değilim. İlgi çekmek, başıma okuyucu toplamak, reyting yapmak gibi endişelerim yoktur. Polemikten hoşlanmam. Şahısların, kurumların yağcılığını yapmam. Bana göre boş, faydasız, hattâ zararlı olan, gaflete düşürücü konuları işlemem. Kesinlikle ısmarlama yazı yazmam.
Âhir zamanda yaşadığımız için vakit çok hızlı akıyor, hadiseler birbirini sür'atle kovalıyor. Ömrü 24 saat olan güncel vak'alar beni pek ilgilendirmez. İsterim ki, bugün yazdığım yazı, bundan on, hattâ elli sene sonra okunmaya layık olsun, ilgi uyandırsın, faydalı ve ibretli olsun.
Kendime verdiğim bir misyon vardır. Pek nâçiz, pek mütevâzı da olsa dinime, milletime, vatanıma, insanlığa faydalı olmak isterim. Hizmet edebildiğimi iddia etmem. Az da olsa edebiliyorsam ne mutlu bana.
Doğru bildiğim bazı konuları sık sık tekrarlarım. Aynı meâldeki eski yazılarımı tekrar yayınlatmam. Her defasında yeniden yazarım. Önemli bir gerçeği, çok faydalı bir uyarıyı, yapıcı bir tenkidi bir kere yazmak asla yeterli olmaz. Gerçeklerin, uyarıların tekrar edilmesi gereklidir.
Türkiye Müslümanlarının durumlarının pek parlak olmadığını düşünüyorum. Onları uyarmak benim vazifemdir.
Yazılarımı beğenmeyenler, tekrarlardan usananlar, okuyucum olmaktan vaz geçerlerse hiç darılmam ve üzülmem.
İslam esas itibarıyla müjdelerden, uyarılardan, hayırlı bilgilerden, teşviklerden, öğütlerden ibarettir. Benim vazifem, bütün aczime ve yetersizliğime rağmen hayırlı ve faydalı (olduğunu düşündüğüm) yazılar kaleme almaktır. Siz muhterem kardeşimizin dinî bir cemaate mensup olduğunu biliyorum. Cemaatinizi, başındaki zatı, faaliyet ve hizmetlerinizi övmemi istiyor ve bekliyorsunuz. Bunu yapamam. Şu anda bu memlekette on kadar büyük, yüz kadar orta, bin kadar küçük islâmî cemaat vardır. Hizmet ve faaliyetleri hayırlı olan sadece bir cemaati övmem doğru olmaz. Ya hepsini öveceksin, yahut övgü işini bırakacaksın. Hepsini övmeye de imkan yok.
Hem, Allah rızası için ihlâsla hayırlı işler yapanların övgüye mövgüye ihtiyacı yoktur.
Sizinle hayli kadim dostluğumuz, kardeşliğimiz ve muarefemiz bulunmaktadır. Bu dostluk cemaat ve tarikat dostluğu değil, iman ve İslam kardeşliğine dayalı bir dostluktur. Yazılarımı okusanız okumasanız, beğenseniz beğenmeseniz devam eder.
Cenab-ı Hak cümlemizi dinî, itikadî, ahlakî konularda ayak kaymasından, Şeriat-i Ahmediyye sınırlarının dışına çıkmaktan muhafaza buyursun; Kur'an, Sünnet, icmâ, Sevad-ı Azam ve cumhur-i ulema dairesinde ve cadde-i kübrasında sâbit-kadem olmayı ve hüsn-i hâtime nasip buyursun.
Selam ve hürmetlerimle.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol